Büyük İskender’in Kayıp Şehri
Irak’ın Süleymaniye ilindeki bir nehre bakan Qalatga Darband, eski bir kalede yerleşim izlerini taşıyor ve arkeologlar şimdi bu uzun gizli alana adımını attı.
Araştırmacılardan henüz kesin bir sonuç olmamasına rağmen Büyük İskender‘in, Pers Kralı Darius III‘ a karşı daha sonra Mezopotamya olarak anılacak olan savaşa girdikten sonra bu yerleşimin etrafında kaldığı düşünülüyor.
Devrilen imparatorluk susuzluktan ibarettir ve Qalatga Darband (dağ geçidi kalesi) bir zamanlar zafer yolunda çalışan askerler ve tüccarlar için yoğun bir şarap ticaretine ev sahipliği yapmış olabilir.
British Museum‘tan arkeolog John MacGinnis The Times’a “Bu ilk günler, ancak Irak‘tan İran‘a giden yolda hareketli bir şehir olacağını düşünüyoruz” dedi. “Geçen askerlere şarap tedarik eden insanları hayal edebiliyorsunuz.” diye devam etti.
MacGinnis ve ekibi, Irak Acil Mirası Yönetimi Eğitim Programı’ndan sorumludur ve Irak araştırmacılarına, yeri doldurulamayan arkeolojik hazineleri sözde İslam Devletinin yıkım tehdidinin nasıl tespit edileceğini ve kurtarılabileceğini eğitir.
Kayıp Şehir
Çatışma çok farklı bir dönemde olsa da Qalatga Darband şaşırtıcı bir şekilde savaştan yıkım almadan çıkmıştı.
Soğuk Savaş sırasında Corona programının bir parçası olarak 1960’lı yıllarda ABD tarafından yakalanan uydu casus fotoğrafçılığı, 1990’lardaki gizli sınır sınıflandırılması, araştırmacıların şüpheli antik kalıntıların taslağını havadan tespit etmesine yardımcı oldu.
Bölgedeki savaş, arkeologların 21. yüzyıla kadar daha yakından bakmasını engelledi; araştırmacılar, şimdi antik kenti kapsayan ürün büyümesindeki ince çeşitlemeleri gösteren peyzaj araştırmaları için drone kullanıyor. MacGinnis The Times’a verdiği demeçte “Drone mükemmel bilgiler verdi” dedi. “Mezopotamya arkeolojisinde ürün izlerinin analizi hiç yapılmadı. Yeraltında duvarlar varsa, buğday ve arpa o kadar iyi gelişmez, ürünün büyümesinde renk farklılıkları vardır.”
Şimdiye kadar yapılan araştırmalar, şarap ya da petrol üretiminde kullanılabilecek bir sur ve taş presleri de dahil olmak üzere, bir çok büyük binanın temellerini ortaya çıkardı. Bulunan Persephone ve Adonis‘i tasvir ettiği düşünülen figürlerle, çatı kiremitleri ve heykelleri de keşfedildi.
Araştırmalar sürmekte olduğu gibi şimdiye kadar, bu eserlerin tam olarak ne zaman yapıldığı henüz belirsiz; ancak ekip, buluntuların M.Ö. I. ve II. Yüzyıllardan başlayabileceğini düşünüyor. Kentte bulunan bir madalyon, M.Ö. 57 ile M.Ö. 37 arasında hüküm süren II. Parthian Kralı Orodes‘i gösteriyor; bu nedenle şehrin İskender zamanından sonra da kullanılmaya devam etmiş olması muhtemel.
Kazının 2020 yılına kadar devam etmesi bekleniyor, bu nedenle başka bir çağdaki kayıp şehir hakkında daha fazla bilgi edinebilecek ve göze çarpan bazı gizemlerini çözebileceğiz.