Yeni kitabında Jason Schreier, Activision ve Blizzard arasındaki iç anlaşmazlıklar hakkında bilgi verdi. Bu anlaşmazlıklar, 2013 yılında Blizzard’ın Titan kod adlı MMO’nun iptal edilmesi nedeniyle önemli mali kayıplar yaşamasıyla özellikle belirginleşti. Bu başarısızlık sonrasında Overwatch ortaya çıktı. Şirkete 80 milyon dolardan fazla maliyeti olan bu başarısızlık, Activision’ın başındaki Bobby Kotick’i ciddi şekilde hayal kırıklığına uğrattı. O, Blizzard’ın World of Warcraft’tan elde edilen gelirin düşmesi nedeniyle yeni başarılı projelere ihtiyaç duyduğunu düşünüyordu.

Bu olayın ardından Activision, Blizzard’ın faaliyetlerine daha fazla müdahale etmeye başladı. Stüdyonun kâra daha fazla odaklanması için baskı yaparken, oyunculara yönelik hassasiyetinden ödün vermesini istedi. 2015 yılından itibaren Blizzard, Overwatch’ta monetizasyon eksikliği nedeniyle eleştirilmeye başlandı, örneğin kartların ve kahramanların satılmıyor olması gibi.

Activision, ayrıca her yıl düzenlenen BlizzCon fuarını kapatmaya çalıştı. Fuarın çok maliyetli olduğunu ve önemli bir gelir sağlamadığını düşünüyordu. Buna karşılık Blizzard, fanların sadakatiyle ilgili giderleri haklı çıkardı.

Kotick, tamamlanmamış oyunların piyasaya sürülmesi konusunda ısrarcı olmasa da, Blizzard’ın çok daha sık içerik yayınlaması gerektiğini belirtti. Özellikle, World of Warcraft ekibinin her yıl yeni ek paketler çıkaramaması onu rahatsız ediyordu.

Anlaşmazlıkların doruk noktası, Blizzard’ın başındaki Michael Morhaime’in 2018 yılında ayrılması oldu. Activision’ın, müşteri hizmetleri ve kısa film yapım ekipleri gibi “gereksiz” departmanları kısma çabasına maruz kaldı. Buna karşın, Activision yönetimi, Call of Duty ve Candy Crush gibi projelerin daha yüksek kârlılığını vurgulayarak, Blizzard’ın “oyuncu odaklı” felsefesini daha kâr odaklı bir yaklaşıma çevirmesini talep etti.

Morhaime’in ayrılışı, stüdyo için bir dönüm noktası oldu. Bundan sonra çalışanlar için Blizzard’ın artık eskisi gibi olmayacağı ve oyun kültürü ve bağımsızlık zamanlarının geride kaldığı açıkça anlaşıldı.