İnsanlığın geleceğini, gezegenimizi ve soğuk karanlık evrenin köşesinde sevdiğimiz her şeyi hayal etmek genelde bilim kurgunun alanını oluşturuyor ve genellikle yalnızca en iyi ihtimalle önümüzdeki birkaç yüz yıl için endişeleniyoruz.
Peki ya binlerce yıl sonra neler olacak? Birkaç bilimsel araç sayesinde bazı öngörüler elde edebiliyoruz.
Yaşam, evren ve diğer her şey hakkında bildiklerimize dayanarak, astrofizik ve evrim gibi alanlarda bazı bilimsel tahminlere aslında binlerce yıl öncesinden ulaşılabilir.
Bilim kurgu ve popüler romanlara ağırlık veren bir dizi de dahil olmak üzere Wikipedia‘da çok ileriyi anlatan birkaç zaman çizelgesini bulabilirsiniz.
Fakat bilimin bu uzak gelecekle – yaklaşık 10.000 yıl sonra – ile ilgili neler söylediğini gözden geçirelim.
Öncelikle Doğu Antarktika artık olmayacak. Doğu Antarktika gezegenimizdeki en uzun sürekli buz tabakasıdır ve modelleme, Wilkes Buzul Havzası çöktüğü takdirde, devasa buz bloğunun denize atılmasının su seviyelerini 3-4 metre yükselteceği öngörülüyor.
Yine de, o yükselen deniz suyuyla uğraşmak zorunda kalan herhangi bir insanın kalmaması için bir şansımız var.
Avustralyalı teorik fizikçi Brandon Carter tarafından önerilen Doomsday argümanı adlı bir tahmine göre, insanların 10.000 yıl içinde ölme ihtimali yüzde 95.
Bu argümanın tartışması hala devam ediyor, bu nedenle insanların etrafta olup olmayacaklarından tamamen emin değiliz. Fakat eğer öyleyse, 10.000 yılda insanlar arasında bölgesel bir genetik varyasyon olmayacaktır. Bu insanlar hep aynı görünecek demek değil, ama genetik farklılıklar ne olursa olsun – mavi ve kahverengi gözler gibi gezegende eşit olarak dağıtılacaktır.
Ve eşit olarak dağıtılmış insanlar, bildiklerimizden ve güneşin pozisyonuyla senkronize edilmiş bir Gregoryen takvimiyle, muhteşem bir yıldız patlamasına maruz kalabilirler.
Önümüzdeki 10.000 yıl içerisinde, kırmızı süper yıldız Antares’in parlak bir süpernova haline geleceği ve bu yüzden parlak gün ışığında bile görünür olacağı öngörülüyor.
(Antares aslında her an patlayabilir, bu yüzden daha sonra değil daha erken gerçekleşmesini bekliyoruz.)
Bu arada, zaman penceresini sadece 13.000 yıl uzatırsak, Dünya’nın eksenel eğimi, hemisferler arasındaki mevsimi tersine çevirecek. Artık yaşamak daha kafa karıştırıcı olacak.
Ancak Pioneer 10 ve 11, Voyager 1 ve 2 ve yeni uzay sondaları, sadece binlerce yıldız değil, milyonlarca yıldız arasında seyir halindeymiş gibi görünecek.
Aslında biraz daha ileriyi düşünürsek, 296.000 yıl sonra Voyager 2, gökyüzündeki en parlak yıldız olan Sirius‘u bile geçecek.
Tüm bu tahminler yalnızca uzak gelecek olarak bilinen zaman noktalarının en yakınıyla ilgileniyor. Şimdiden başımız dönmeye başladı bile.
Bu zaman çizelgelerini daha da araştırmak isterseniz, Wikipedia’daki zaman çizelgesine göz atabilisiniz. Gitmeden önce son bir spoiler daha: Neil Armstrong‘un Ay’daki ayak izlerininn aşınması yaklaşık 1 milyon yıl sürecektir.
Kaynak: 1