Oyuncu Clifton Duncan, “Elementary”, “Flesh and Bone”, “The Good Fight” gibi dizilerde ve birçok diğer projede rol aldıktan sonra, sözde “woke çağı”na ve günümüzde pek çok oyuncunun ana kitleyi aşağılayıp azınlıkların gözüne girmeye çalışmasına karşı güçlü bir tepki gösterdi:
“Günümüzde pek çok oyuncu geniş kitlelere hitap etmek yerine, Amerikalı azınlıklar ve kendileri gibi düşünenlerin onayını kazanmaya çalışıyor. Sizleri aşağılamalarının nedeni, tarih karşısında yanlış tarafta olduğunuzu düşünmeleri. Hiçbir halkla ilişkiler uzmanının, bu tür zorlamaları tüketiciye dayatmayı bırakmaları için yeterince akıllı olmadığına inanamıyorum.”
Aynı zamanda, oyuncu, bazı gerçekten yetenekli oyuncuların, film stüdyolarının projelerinin kaçınılmaz başarısızlığını anladığında, bu projelere “çeşitlilik” ekleyerek dikkati kalite yerine oyuncuların üzerine çekmek için kullanıldığını belirtiyor. Bu durum, yakın zamanda başarısız olan “Star Wars: The Acolyte” dizisine gönderme yapıyor:
“Woke çağının eğlence sektöründe bıraktığı miras, yetenekli kadınların ve azınlık temsilcilerinin kariyerlerinin ve itibarlarının, kaçınılmaz bir şekilde sert negatif tepkilere yol açacak projelerde kurban edilmesidir. Bu şovların ‘çeşitliliği’ ana reklam argümanlarıdır. Ancak, izleyiciler şovu reddettiğinde, ‘çeşitliliğe’ karşı nefretleriyle suçlanırlar… Bu durum, kötü diyaloglar, ilgisiz sinematografi, zayıf hikaye, orijinal materyale bağlı kalmamak vb. yerine geçer.”
Sonuçta, proje çeşitlilik nedeniyle nefret edilir ve aktörlere hakaret ederken, stüdyo çok rahat bir şekilde izleyiciyi çeşitliliğe karşı nefretle suçlar. Böylece, aktörler ve izleyiciler saldırıya uğrarken, gerçek başarısızlık nedeni (yapımcılar ve film stüdyosu) güvende kalır.