“RoboCop”, Ridley Scott’un “Bıçak Sırtı” setine ziyaretinden sonra ortaya çıktı.

“RoboCop”, Ridley Scott’un “Bıçak Sırtı” setine ziyaretinden sonra ortaya çıktı.

“Blade Runner” ve “RoboCop”, 1980’lerin en kült filmlerinden ikisi. Gerçi, sonraki film, Ridley Scott’ın anti-ütopik bilim kurgu şahaseri olmasaydı çekilmemiş olacaktı. 2014 yılında “RoboCop”un senaristi Edward Neumeier, 2015 yılında kapanmış olan The Dissolve portalı için bir röportaj verdi. Neyse ki, bu röportaj Wayback Machine sayesinde korundu.

Röportaj sırasında Edward Neumeier’e “RoboCop” fikri nasıl aklına geldi diye soruldu. Senarist, “Blade Runner” çekimlerinde geçirdiği uzun saatlerin ardından bir şekilde bir “flaşback” yaşadığını ve karşısında gelecekteki oyunun baş karakterinin karakterinin ortaya çıktığını anlattı:

Dört gece boyunca, Ridley Scott’ın “Blade Runner” setindeki çalışmalarını izledim ve bu inanılmaz bir deneyimdi. Ridley Scott tarafından yaratılan atmosferin yoğun olduğu bir yerdeydim ve hazırladığı dekorlara bakıyordum.

Dört gece boyunca hiç uyumadım, çünkü çift vardiya halinde çalışıyordum ve harika bir fikir aklıma geldi: “RoboCop” – filmin adı ve mavi zırh içindeki bir figür gördüm. O bir polisti, ayrıca bir robot, ve insanlığa anlam veremedi. Yapay zeka gibi, kendisine “Neden insanlar böyle davranıyorlar” diye soruyordu.

Neumeier’in “RoboCop” taslağı hakkındaki sözleri, yönetmenin, her şeyin ötesinde, bir makinenin insani yönlerini bulmaya meraklı olduğunu gösteriyor. Filmde Alex Murphy’nin belleği siliniyor ve film yapımcılarının ondan beklediği gibi davranıyor. Ancak anılar, onu eskisi gibi kontrol etmeyi engelliyor ve tekrar kaybedilmiş insanlığı kazanmasına neden oluyor.

“Blade Runner”da durum farklıydı, burada replikantların, androidlerin eylemlerini daha kolay kontrol etmeleri ve onlara duygusal koruma sağlamaları için başka insanların anıları yüklendi. Yine de bu iki filmde de, bir makinenin insan gibi mi sayılması gerektiği ve insanlığın teması hikayenin önemli bir unsuru.