Call Of Duty, 2003 yılında piyasaya çıktığı andan itibaren popüler olsa da, her zaman bir dev olmamıştı. Oyunun kaderini değiştiren büyük olay, 2007 yılında yayımlanan Call Of Duty 4: Modern Warfare oldu. Bu oyun, tipik İkinci Dünya Savaşı ayarını terk edip güncel bir keskinlikle modern aksiyona geçiş yaparak Call Of Duty’yi bir üst lige taşıdı ve 15 milyondan fazla kopya sattı.
Modern Warfare, tasarım açısından Call Of Duty için bir dönüm noktasıysa, onun devam oyununun başarısı dünyanın en büyük birinci şahıs nişancı oyunu olarak onun statüsünü pekiştirdi. Oyunun kendisi dışında, Modern Warfare 2’nin artan beklentisi bir kültürel olay haline geldi ve franchise’ı adeta bir simge haline getirdi.
Grand Theft Auto gibi, Call Of Duty’nin ana akıma girişi büyük ölçüde tartışmalarla ilgilendirildi. Modern Warfare’deki korkunç nükleer bomba sahnesinden sonra, devam oyunu şimdiye kadar ünlü olan “No Russian” (Rusça Konuşmayın) göreviyle diğer korkuları ele aldı, burada oyuncular, Rus bir havaalanında terör saldırısına katılan bir CIA gizli ajanının rolünü üstlenirler.
Bu seviye, oyunculara Rus teröristlerle (Amerika’nın suçu gibi göstermek için kimliklerini gizleyen) sivilleri vurmak için fırsat tanır (eğer isterseniz sivillere ateş etmek zorunda değilsiniz ve anlamsız katliamın pasif bir gözlemcisi olarak kalabilirsiniz, ancak bu, kolaylıkla interaktif olmayan bir kesit sahnesi haline gelebilecek bir bahane gibidir).
Modern Warfare 2 oyununda bugün dikkat çeken şey, oyunun nasıl hala modern göründüğüdür. Call Of Duty o zamandan beri formüle küçük değişiklikler yaparak Black Ops 6’da her yöne hareket mekaniğini ekledi, fakat bu son 15 yılda yayımlanan 15 (evet, gerçekten) temel oyunun hepsinde oynadığımız aynı özenle cilalanmış kalıba dayanıyor.