Sabit disk verilerinin depolanması endüstrisinde önemli bir artış olabilir çünkü yeni araştırmalar, üreticilerin 10-15 yıl içinde depolama kapasitesini 120 TB’a ulaştırmayı planladıklarını gösteriyor.
Veri depolama için modern çözümlerin yeniliklere ihtiyacı olduğu şu anda, özellikle veri toplama alanında, Seagate Teknoloji ve diğer ekiplerden araştırmacılar, hem daha büyük bir kapasite sağlayacak hem de geleneksel yöntemlere göre daha hızlı erişim sağlayacak olan veri yazma katmanlarını birleştiren yeni bir yöntem geliştirdiler. Temelde bu, 3B ambalajlamaya benzer, ancak bazı karmaşıklıklar var.
Çok katmanlı kayıt HAMR teknolojisinde (ısı ile manyetik kayıt), araştırmacıların veri depolama kapasitesini büyük ölçüde artırmayı hedefledikleri yeni bir yöntemdir. Bu, aynı manyetik alanlara ve sıcaklıklara sahip farklı katmanlarda ayrı manyetik kayıt yapmayı mümkün kılacak şekilde, çift nano-granüllü filmlerin arasına kırılma tabakaları yerleştirerek başarılacaktır.
HAMR platformunu birden fazla seviyeye bölerek, veri depolama kapasitesi artıkadece artmayacak aynı zamanda her iki seviye de ayrı ayrı var olacak, bu da veri manipülasyonu ve erişim gibi süreçlerde yardımcı olacaktır.
Her taneli katmanın kendine özgü Curie sıcaklık sınırları olacaktır, yani bir katmanın ferromagnetik özelliklerden paramanyetizme geçtiği nokta, bu nedenle araştırmacılar, potansiyel olarak 10 disklilik bir yığın üzerinde 120 TB’a kadar depolama kapasitesine ulaşabileceklerine inanıyorlar, bu da şu anda ‘büyük veriler’ çağında olduğumuz göz önüne alındığında, özellikle yapay zeka alanında, verilerin etrafında dönen LLM eğitimi sürecinde büyük depolama ihtiyacı artmaktadır.
Şu anda sadece bir tahmin olmasına rağmen, belirtilen süre zarfında depolama performansının ne zaman elde edilebileceği belirsizdir. Ancak mevcut yenilik hızlarının, geleneksel yöntemlerin terk edilmesinin başarıyı garanti etmenin tek yol olduğunu gösterdiği açıktır. Veri depolama endüstrisinde çok katmanlı multimedya cihazlar, ilerlemek için bir yol olabilir, ancak şu anda bu alanda yeterli araştırma ve geliştirme bulunmamaktadır, bu da anında uygulamaya yol açmayacaktır.